(0232) 461 46 12 - (0546) 232 35 62
Yargı Kararları
Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay kararlarını ilk önce siz öğrenin !
TÜMÜNÜ GÖR

İFTİRA SUÇU

İFTİRA SUÇU

İftira Suçu Nedir? (TCK 267)

İftira suçu, hakkında savcılık soruşturması açılması veya idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesidir (TCK m.267). Yani, deyim yerindeyse fail masum olduğunu bildiği bir kişiye suç atmaktadır. Mağdurun “hukuka aykırı bir fiil işlemediğini bildiği halde” iftira atma, iftira suçu şartları açısından en önemli unsurdur. İftira suçu ile mağdura somut ve belirli bir fiil isnat edilmektedir. Belirsiz bir fiil isnat edilmesi halinde iftira suçu oluşmaz.

Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanarak hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemeye çalışan kişiler de iftira suçu hükümlerine göre cezalandırılır (TCK 268). Suçun bu şeklinde fail, başkasının kimlik veya kimlik bilgilerini kullanarak işlediği suçun ortaya çıkmasını veya hakkında yargılama yapılmasını önlemeye çalışmaktadır. Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçu, uygulamada daha çok bir soruşturma veya kovuşturmadan kaçmak amacıyla polise veya jandarmaya sahte kimlik (nüfus cüzdanı, ehliyet, pasaport vb.) ibraz etme yoluyla işlenmektedir.

Şikayet Süresi, Zamanaşımı, Uzlaşma ve Görevli Mahkeme

İftira suçu, şikayete tabi suçlardan değildir. Suçun mağduru hem kişidir hem de iftira nedeniyle soruşturma başlatan veya idari yaptırım kararı uygulayan kamu makamlarıdır. Bu nedenle iftira suçu, soruşturulması veya kovuşturulması şikayete bağlı suçlar kategorisinde değildir. Savcılık suçun işlendiğini öğrendiği anda soruşturma başlatmak zorundadır.

Müşteki, şikayet hakkını her zaman kullanabilir. Ancak, iftira suçu ile ilgili herhangi bir şikayet süresi olmamasına rağmen, savcılık suçun işlenmesinden itibaren 8 yıl içinde, yani dava zamanaşımı süresi içinde soruşturma başlatmalıdır. 8 yıllık dava zamanaşımı süresi geçtikten sonra iftira suçu soruşturulamaz.

İftira Suçu Şartları, Unsurları (TCK 267)

İftira suçu, ani hareketli ve şekli bir suçtur. İftira suçu, tehlike suçu niteliğinde olduğundan iftira suçu şartları arasında “suç neticesinde bir zarar meydana gelmesi” şartı mevcut değildir. İşlenen suç neticesinde bir zarar meydana gelip gelmemesi önemli değildir, mağdur tarafından işlenmediği bilenen hukuka aykırı bir fiilin mağdura isnat edilmesi yeterlidir. İ

İftira Suçu İşleme Biçimleri

  • Şikayet Yoluyla İftira Suçu: Şikayet yoluyla iftira suçunun işlenebilmesi için şikayet başvurusunun, şikayeti soruşturmaya veya idari yaptırım uygulamaya yetkili makamlara yapılması gerekir. Savcılık veya soruşturma yetkilerine sahip polis, jandarma gibi kolluk güçleri, şikayet başvurusunu soruşturmaya yetkili makamlardır.
  • İhbar Yoluyla İftira Suçu: Suç veya kabahat işlenmesi halinde herhangi bir vatandaş, işlenen suçu veya kabahati soruşturmaya yetkili adli makamlar ile idari yaptırım uygulama yetkisine sahip idareye ihbar edebilir. Vatandaşın ihbar yükümlülüğü yoktur. Ancak, Anayasa md. 74 düzenlemesi gereği, her vatandaşın dilekçe verme hakkı mevcuttur. İhbar da dilekçe hakkının uzantısı olan bir haktır.

İhbar veya şikayet başvurusunda yetkili kamu makamlarına verilen dilekçe imzalanmasa dahi, diğer koşullar varsa iftira suçu işlenmiş olur. İhbar ve şikayet yoluyla yapılan başvurularda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, ihbar veya şikayetin Anayasal dilekçe hakkının kullanımı niteliğinde olup olmadığıdır. Şikayet veya ihbar eden şahıs, gerçekten suç işlendiğini düşünerek hareket etmişse iftira suçu oluşmaz.

  • Basın Yayın Yoluyla İftira Suçu: Basın ve yayın yolu deyimi; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınları ifade etmek üzere kullanılır (TCK m. 6/1-g). Radyo, tv, gazete, internet gibi tüm iletişim araçları vasıtasıyla yapılan yayınlar basın-yayın faaliyeti olarak kabul edilir. Basın – yayın araçları yoluyla, herhangi bir kimse hakkında hukuka aykırı bir isnatta bulunulması ve yetkili kamu makamın bu hukuka aykırı isnadı öğrenmesiyle iftira suçu işlenmiş olur.

Basın yayın yoluyla işlenen iftira suçu nedeniyle yargılanan kişi hakkındaki mahkumiyet kararı iftiranın atıldığı basın yayın aracına eşdeğerde bir araçla yayınlanır. İlan masrafı da iftira suçundan mahkum olan kişiden alınır.

İftira Suçu Nedeniyle Maddi Manevi Tazminat Davası

Suçun mağduru, iftira suçu işleyen kişiye karşı maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Maddi tazminat davası, hukuka aykırı bir eylem veya işlem nedeniyle malvarlığında meydana gelen eksilmenin, yani maddi zararların giderilmesi; manevi tazminat davası ise hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle bireyin yaşadığı üzüntü, elem ve yıpranmanın yol açtığı manevi zararların giderilmesini amaçlayan bir dava türüdür. Örneğin, iftira suçu nedeniyle tutuklanan mağdur çalışmak suretiyle elde ettiği gelirden mahrum kalabilir. Mağdur tutuklandığı için elem ve üzüntü de duyabilir. Tüm bu hallerde suçu işleyen faile karşı iftira suçu nedeniyle tazminat davası açılması mümkündür.

İftira suçu nedeniyle hükmedilecek tazminatın miktarı, olayın özellikleri, tarafların mali durumu, meydana gelen zararın büyüklüğü vs. gibi kriterler dikkate alınarak hesaplanır.

Yetkili Makamlara Yapılmayan İhbar ve Şikayetler İftira Suçu OluşturmaZ

5237 sayılı Kanun’un 267 nci maddesinde düzenlenen iftira suçunun oluşabilmesi için failin işlenmediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunması gerekmektedir. Suça ilişkin ihbar ve şikayetin yapılacağı makamlar 5271 sayılı Kanun’un 158 … maddesinde gösterilmiştir. Buna göre suça ilişkin ihbar ve şikayet Cumhuriyet başsavcılıklarına veya kolluk makamlarına yapılabilir. Valilik veya kaymakamlığa ya da mahkemeye yapılan ihbar veya şikayet, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir. Yurt dışında işlenip ülkede takibi gereken suçlar hakkında Türkiye’nin elçilik ve konsolosluklarına da ihbar veya şikâyette bulunulabilir. Yetkili makamlara yapılmayan ihbar veya şikayetler, iftira suçunu oluşturmayacaktır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2020/17939 E. , 2023/902 K.).

İftira Suçu ile Memura Yalan Beyanda Bulunma Suçu Arasındaki Fark

Sanığın, işlediği suç sebebiyle yakalandığında kendisi hakkında soruşturma yapılmasını engellemek amacıyla kimliğini A. T. olarak bildirerek, bu kimlik bilgileriyle yakalama muhafaza altına alma tutanağı düzenlendiği anlaşılmakla; eylemin, bildirdiği kimlik bilgilerinin gerçekte var olan bir kişiye ait olması durumunda 5237 Sayılı TCY.nın 268/1. maddesi yollamasıyla, 267/1. maddesindeki “iftira” suçunu, gerçekte var olmayan kişiye ait olduğunun saptanması halinde ise, aynı Kanun’un 206. maddesindeki “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçunu oluşturacağı nazara alınıp, olayda da A. T.’ın gerçek kişi olduğu dosya kapsamından anlaşılmakla sanık hakkında iftira suçundan hüküm kurulduğu gözetilmeden unsurları itibariyle oluşmayan yalan beyan suçundan da ayrıca mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 11. Ceza Dairesi – Karar:2016/475).

Suç Uydurma Suçu İle İftira Suçu Farkı

Suç uydurma suçundan kurulan hükmün temyizinde ise;

TCK’nın 271. maddesinde düzenlenen suç uydurma suçunun oluşabilmesi için, failin işlenmediğini bildiği bir suçu yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar etmesi veya işlenmeyen bir suçun delil ya da emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uydurması gerekir. Uydurulan suçun atıldığı kişilerin belirlenebilir olması halinde ise, TCK’nın 267. maddesinde düzenlenen iftira suçu oluşur.

Somut olayda sanığın yurdunda arama yapan polis memurları ve adliyede görüştüğü Cumhuriyet Savcısı hakkında çeşitli isnatlarda bulunduğu ve bu kişilerin belirlenebilir olması karşısında sanığın eyleminin TCK’nın 267. maddesinde düzenlenen zincirleme iftira suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi; bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi-K.2021/20572).

Bir Kimseden Şüphelenilerek İhbarda Bulunulması İftira Suçu Oluşturmaz

Sanığa atılı iftira suçunun oluşabilmesi için, iftira suçu failinin, hukuka aykırı fiil isnat ettiği kişinin bu fiili işlemediğini bilmesi gerekmektedir. Ancak bu suçun oluşabilmesi için, doğrudan kast tek başına yeterli olmayıp ayrıca failin hukuka aykırı fiil isnat ettiği kimse hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir müeyyideye maruz kalmasını sağlamak saiki ile hareket etmesi gerekmektedir. Dolayısıyla; failin, belirli olay veya olgulardan yola çıkarak, isnat ettiği fiilin mağdur tarafından işlendiği inancı ve şüphesi ile ihbarda bulunması hâlinde iftira suçunun unsurları oluşmayacaktır.

Savcılığa Dayanaksız Yapılan Şikayet Nedeniyle İftira Suçu

Dava konusu olay, sanığın katılan hakkında eşi adına sahte vekaletname düzenlediğinden bahisle savcılığa başvurarak sahtecilik suçundan soruşturma başlatılmasını sağlamak amacıyla katılana iftira ettiği ve sanığın katılanı yolda araçla yan yana geldikleri esnada parmağını ve kafasını sallamak suretiyle katılanı tehdit ettiği iddiasına ilişkindir.

Basın ve Yayın Yoluyla İftira Suçu

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince, katılanın istinaf talebinin kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde, “Her ne kadar ilk derece mahkemesince vaki haberin basın özgürlüğü sınırları içinde kaldığından bahisle sanığın beraatine karar verilmiş ise de; “Bingöl’de Masum, Van’da Terörist” ve “Paralel Savcının Kurtardığı PKK`lı Polisi Şehit Etti” başlıklı haberde katılanın isminin baş harflerini yazıp yüzünün bir kısmını vermek sureti ile katılan haberin katılana yönelik olduğunun açıkça anlaşıldığı ve katılanın Fetö/Pdy terör örgütü ile ilişkilendirir nitelikte olduğu ve katılanın hakkında bu nedenle HSK tarafından soruşturma yapıldığı dikkate alındığında vaki haberin ifade ve basın özgürlüğü sınırları içinde kalmadığı TCK maddesi kapsamında katılan hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını sağlamak için basın ya da yayın yolu ile iftira suçunu oluşturduğu, aynı anda tek bir fiil ile söylendiği anlaşılan sözlerin TCK 44 maddesi kapsamında iftira suçunu oluşturduğu” belirtilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında iftira suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir.

Basın yoluyla işlenen suçlarda hukuka uygunluk nedenleri arasında yer alan ve kaynağını Anayasanın 28 ve devamı maddeleri olan “hakkın kullanılması” kapsamındaki haber verme ve eleştiri hakkının söz konusu olabilmesi için yapılan basın açıklamasının gerçek ve güncel olması, verilişinde kamu ilgi ve yararının bulunması ve olay ile olayın anlatılışı arasında fikri bağ bulunması gerekmektedir. Eleştiri, basının haber verme hakkı kapsamında kalmakla birlikte bu hakkın kullanılması sırasında seçilen ifadelerin haber verme amacını aşması, haber içeriği ile bağlantısı olmayan onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte isnatlarda bulunulması, değerlendirmeler içermesi durumunda, bu haber ve yazılarda haber verme hakkından söz edilemeyeceği dikkate alınarak, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır (Yargıtay 8CD Esas : 2021/16717 Karar : 2023/5037).

22 Ocak 2025
41 kez görüntülendi

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZIN